28 Aralık 2010 Salı

Urban and Regional Planning Department: Season 4 Episode 1

---Spoiler---
Katil yine uşak çıktı.
---Spoiler---

Neresinden başlamak lazım bilmiyorum, zira takvimin yapraklarını takip eden bir dönem geçirdiğimizi söylemek biraz zor. Her yarıyıl olduğu gibi bu sefer de bodoslama girdik, ama çıkana kadar başımıza neler geldi, ne ara tünelin ucunu gördük, Eminönü'nde kentsel tasarım projesi mi yapılır, bunlar hep cevap bekleyen sorular.

Son sınıf olmanın verdiği rehavet veakabinde gelen vurdumduymazlık, ve istenilen hocadan proje alınmasının da etkisiyle nispeten rahat bir dönem geçtiğini söyleyebilirim. Zorlukları oldu elbet, özellikle son üç hafta "Abi okul da bitti lan ehele" diye gezerken akşam msnde "abi yarına rapor yazmamız lazım biliyorsun değil mi?" lafını duyunca okulun aslında bitmediğini, bitmeye de niyeti olmadığını anlamak oldukça sinir bozucuydu. "Şbp ya ben seni alırım ya sen beni" mottosuyla bir şekilde sonunu getirmeyi başardık yine de. Sonucu ne olur bilinmez, ama en azından kafamız rahatladı.

İlginç şeyler yaşandı bu dönem. Faik de bahsetmiş zaten, ama bölge bilimi ve planlaması dersine ayrı bir parantez açmak lazım. O derse iki kredi veren zihniyetin hakikaten bu üniversitede işi yok arkadaş. Gidin internet kafe işletin abi, şaka mısınız siz? Gülden Erkut'un adını duyunca kafadan üç krediyi yazacaksınız abi, iki nedir Allah aşkına?

Gülden hocaya da ayrı bir parantez açmak gerek, herhalde şu fakültede ünvanını en çok hakeden kişi odur. O nasıl bir birikim, nasıl bir hafıza arkadaş? "Hocam ödev konusu olarak şu konuyu almayı düşünüyorum, ne dersiniz?" sorusuna "Hmm o konuyu 8 sene önce Tolga işlemişti doktora öğrencim şimdi İngiltere'de, onun tezinden faydalanabilirsin ayrıca şu şu yazarların şu tarihteki makaleleri ve 2004 yılında yapılan şu toplantının sonuç bildirisinde senin konundan birkaç paragfar falan bahsediliyordu, onlardan faydalan istersen." diye cevap veren bir hoca düşünün. Şimdi bu hocaya yarım yamalak yapılan bir ödevi yedirmek mümkün mü arkadaş? Yer mi? Yemez, üzerine bir de acımaz, yedirir.

Şans faktörü de çok önemli aslında. Adil bir kura sonucu Amerika ve Kanada metropollerini incelemeye hak kazanmışken ve bütün programı ona göre ayarlamışken tekrardan çekilen bir kura sonucu sunum tarihi bir hafta öne alınınca ve yine aynı süre içerisinde çift haneli sayılara ulaşan yapılacaklar listesi karşısında şekilden şekile girebiliyorsunuz. O bir haftayı nasıl geçirdim hala bilmiyorum, işin garibi hatırlamıyorum da. Hafızamda o kısım kayıp. Ne halt ettim gören eden varsa bir ses etsin.

Tabi her zamanki gibi dönemin yarısına yakınını tek başına kapatan en civcivli kısım proje idi. Her santimetrekaresi sit alanı ilan edilmiş Tarihi Yarımada'da kentsel tasarım projesi yürütüldü, şaka gibi. Koca koca paftalarda park bahçeden başka bir şey yoktu o yüzden. Ağaçlar mağaçlar, çiçek böcek, boş parsellere binalar, yok efendim döşeme kaplamaları, hatchlenemeyen alanlar, çizilemeyen çatılar derken projeyi de bitirmişiz, yeni farkettik.

O yolu öyle değil de "şööyle" geçirirsen buradan gelen araçlar "bööyle" gider ileriden yola "bööyle" bağlanır ileriden de "şööyle" döner.
O çatılar da böyle çizilmez, yanlış bunlar. Öyle çatı mı olur? Bak buradan böyle, böyle, böyle gelir, burada şöyle bir şeyi vardır, oradan yine böyle, böyle, böyle gelir. Buralarını böyle böyle tararsın, buraları daha sık olur buraları daha açık. Yahu biz proje 4 de yapmamış mıydık bunları? Hala öğrenemediniz bi çatı çizmeyi.
Daha yazılacak çok şey var, mesela "abi bu konuları dört senedir dinliyoruz ya, ne gerek var oturup çalışmaya" deyip sınavdan 55 almak en sık başımıza gelen şey oldu. İlk defa da olmuyor gerçi, ama son sınıfa gelip de hala böyle yeni yetmeler gibi ters köşeye yatmak gururuna dokunuyor insanın. "Hocam o sorudan 20 puan kırılır mı ya? Valla ben bu şartlar altında daha fazla çalışamam."

Renkli karakterler de tanıdık bu dönem, ama keşke sadece uzaktan tanımakla kalsaydık demeden de geçemiyorum. Mimarlık okuyan bir adam düşünün, bu adam emlak sektörünü "1980'li yıllarda etkileyen en önemli olay nedir?" sorusuna "Darbe hocam!" diye cevap verebiliyor. Sonra aynı adam Word'de üç sayfalık bir yazıyı Powerpoint'te tek bir slaytın üzerine kopyalayınca kendi kendine slaytlara bölünüp sunum oluşacağını zannediyor mesela, onu öğrendik. Aynı adam gayrimenkul dersinde proje geliştirirken, herkesin %10-15 kar ettiği ortamda %98 zararla kendi çapında bir rekora da imza atabiliyor. Bunu öğrendiğimiz iyi olmadı, zira aynı gruba düştük bu zat ile, mis gibi sunumun içinde böyle kabak gibi görünmesi hoş olmadı. Üç hafta boyunca akşamalrı telefonu kapattık sırf bu adam yüzünden. Neyse, o da geride kaldı artık. İh ih ih.

Daha yazacak çok şey var aslında, ama Faik'in gazıyla buraya kadar gelebildik ancak. Bir dönemin özeti budur, idare ediverin.

-To be continued-

Up next: Season 4, Episode 2: The Final Project

27 Aralık 2010 Pazartesi

Yakınsama


Abi galiba güz yarıyılı bitiyor, en azından takvimsel açıdan öyle, dönemin başında yazmışım her taşın altındayız diye hiç te öyle olmadı ölüp ölüp dirilmek nedir gördüm bu dönemde bir daha 24 krediyi 4 güne sıkıştıran Ajdar'ın arkasında dans eden Çitori Müslüm olsun.


Peki neden yakınsama nedeni net belli bölge bilimi ve planlaması dersi, inanılmaz bir ders bu ya aklınız şaşar, itü şehir planlamanın garip ikilemelerininden biri desem yeridir, ne kadar önemli, meslek adına bişeyler kapabileceğin ders varsa 2 kredi burda, arazi kullanımdan kent ekonomisine, metropolitan planlamadan, bölge planlamasına. Üstelik bu dersler 2 kredi iken mimarlıktan aldığımız seçmeli dersler 3 kredi veya bu derslerden içerik olarak biraz daha detay olan derslerimiz 3 kredi neyse çok uzattım bu dersin 2 kredi olmaması lazım. E 2 kredi yaptınız o zaman hocanında buna göre davranması lazım. 1. si biz halen lisans öğrencisiyiz bize yükseklisans muamelesi yapıp makale yazmamızı beklemeli 2. si bu yakınsama olayı galiba bölge planlama demek tam bilmiyorum ama öyle - şuraya bak yarın bide sunum yapıcam peeh-.

Ben yakınsamayı dönemin bitişine vurmak istiyorum ama zorlu bir final takvimi var üstelik son 3 haftadır telefonun ajandasında her gün bir noktanın varlığı fiziksel olmasamda mental açıdan ne kadar yorgun olduğumun belgesi niteliğinde. Üstüne projeden 25.000 ile 5.000 arasında sıkışıp kalmış hayatlar var ki onlara girmek dahi istemiyorum , daha hocalar kendi arasında tek bir potada eriyemiyorken bizden bu planları tek başımıza yapmamızı bekliyorlar anlamıyorum, tamam öğrenci projesi eyvallah da robot deiliz ki abicim her hocanın istediğini hafızaya atıp paftaya yansıtalım BEYİN BEDAVA değil abi hiç te bile!!

Dönem nasıl geçti anlamadım birde herkese çok zor abi fenalardayız, kıbleye doğru çeviriolar, normal yollardan da yapmıyorlar gibi tükürükler saçan ifadelerim var. Aslında böyle yoğun olunca daha çabuk geçiyormuş onu anladım, 15 kredi aldığım gözetim günlerinde okula gidesim gelmiyordu.

İş hayatı durumu desen tırt geçiyor be Ağustos'ta inanılmaz planlar ile adım attık yatırımlara ancak gel gör ki hedef ay şubat'a 2 ay kalmışken beklentilerin çook altındayız, sakın çalışmadığımızı falan zannetmeyin biz sadece hedef koyarken biraz pollyanna stayla davranmışız demem o ki ağustoza kadar para mara yok abicim.

Birde bu okulun uzama mevzuu var ki dillere destan sıkıntım, bu yazıyı aileden biri okusada şuradan öğrense ne güzel olur varya hem ben sölememiş olurum hem de onlar öğrenmiş olur duble seçim !! Kesin okumayacakları için buda bir pollyanna (sikecem bu pollyannayı) stayla oldu. Ama bir an önce söylemem lazım, sağlıksal problemler baş göstermeye başladı.

Bak enteresan bir nokta var bu blog benim için Meksika sınırı idi, şu noktaya kadar nba, galatasaray, formula 1, pes tarzı kelimeler çıkmadı, hangisini anlatim abi, Galatasaray'ı el birliği ile bitirdik kombine aldığım ilk sezon gassarayın en kötü sezonlarından birine denk geldi, bence 1 gassaraylı 1000 u-17 fenerliyi alır ahuhuhu!!

Çok yazdım lan gene (!) muro kızacak(nah kızar)

Neyse dönemin başındaki beklentilerin gerçekleşmemesi üzerine söylenecek en güzel sözü Ferhan Şensoy'dan dinleyelim canlar!!


He bu arada batak masaları kurulsun, çatışmalar başlasın!!!